Dersimliler, “Deylemliler/Daylamlılar olarak anılan, Hazar Deni- zi’nin güneybatısı ile Tahran’ın kuzeyine düşen bölgede yaşayan bir toplum olarak bilinir. Siyasi anlaşmazlıklar, dış baskılar, iklim koşullaı, inanç farklılıkları, ekonomik, vb., çeşitli nedenlerle göç eden veya ettirilen bu halkın büyük çoğunluğunun Güneybatı Iran’a gidip orada ‘Büveyhoğulları Devleti’ni kuranlar oldukları görüşü yaygındır. Öte yandan Goranlılar’ın da yine Deylemliler olduğu anlaşılmaktadır. Deylemliler, bölgedeki işgal ve gelişmelerden sonra, bu bölgeyi de terk ederek Firat, Muret (Dicle) nehirleri ve Dersim bölgesine 933-1055 yıllarında yerleşirler. Bölgenin yerli halkıyla kaynaşarak bugünkü Dersim halkını oluştururlar.”(1) Yine Dersimliler’in atalarının Deylemliler olduğu ve Dersim’de konuşulan Zazaca (Dımili)-Dersimce’nin bir Kürt lehçesi olmadığı, Zazaca’nın Hint-Avrupa dil kümesinin Doğu Grubu’na dahil olduğu ve İrani dillerinin kuzeybatı sınıflandırması içinde yer aldığı görüşü bazı batılı bilim adamları tarafından desteklenmektedir.(2-3) M.O. 628-551 yılları arasında Dersim ve çevresi Dımili dilini konuşan coğrafya anlamında “Dilaman” olarak biliniyordu. Dilaman, Part egemenliğinin sürdüğü M.Ö. 247-M.S. 226 yılları arasında, yarı ya da tam bağımsız bir krallık durumundaydı ve 300 yıl boyunca Part Federasyonu’nun bir üyesi olarak kaldı.(4) M.Ö. VI. yüzyıldan M.S. IV. ve V. yüzyıllar arasında kalan yaklaşık 1000 yıllık süreçte, bugünkü Kirmançlar-Zazalar’ın oturduğu coğrafya Dilaman (Deylem) adını taşıyordu. Günümüzde ise İran’ın kuzeydoğu Eyaleti Kuzey Horasan, Mazendaran, Rast, Gibal, Gilan, Taberistan, Chalus, Kalar, Enzeli, Varemin, Lahican, Siya Kal, Koh Pir, Pulur, Fumen, Gerskerd, Bar, Tulem, Rud-sar, Muvaz, Lesteneşar, Kohaman, Hasan Rud, Astara Vajagah, Emurluh, Rahmandabad, Barfajan, Pankuh, Hesen Beg ile Hazar Denizi arasında kalan bölge Deyleman (Dilaman)-Gilan adıyla anılmaktadır (1358-1590). Bizans tarihçilerinden Agathias’ın “Historres” adlı yapıtında da M.S. 551-552’de Dımilliler’in Dicle’nin kıyılarında yaşadığını belirtmektedir. Ayrıca Agathias’ın ustası Procopius da Dımililer’in ülkesi olarak yaklaşık coğrafyayı göstermektedir. Zazalar’ın Deylemliler olduğunu söyleyen Ermeni Atrasnik, bu görüşünü Zhomas Arcruni’ye dayandırarak ileri sürüyor (5) Minorsky, M.Ö. X. yüzyılda, Hazar Denizi’nin dağlık bölgelerine inen son Iran kabilelerinin batıya doğru yöneldiklerini belirtir. Ancak bu kabileler karşılarında Kürtleri bulurlar. Bunların kullandıkları sözcükler Deylemliler’in kullandıkları sözcüklerden farklıdır. Belki de Deylemliler, Kürtlerin arasına karışıp Kuzey Mezopotamya bölgesine yerleşen Zazalar’ın atalarıdır. Terry Leynn Zodd, Dımilice’den hareketle, Zazalar’ın ayrı bir halk olduğunu belirtmektedir.(6) Benzer biçimde İngvar Savnberg de araştırmaları sonunda Zazalar’ın ayrı bir halk olduğu kanısına varır.(7) İslami Fetihler Döneminde Deylem Talife Ömer devrinde Ahnef komutasındaki Arap ordusu Horasan Il. Verdigints yenilgiye uğratmasıyla Sasani varlığı sona erdi ve İran Devleti ortadan kaldırıldı. VII. yüzyılda, Horasan, Harizm ve Semerkant bölgelerinde bir dizi direniş oldu. Kutabye bin Müslim Al Bahil, Haccac bin Yusuf, Yezid bin Muhallab gibi komutanlar yörede kimi fetihler gerçekleştirdi. Rüstem Behrem’in amcası Deyleman ve Horasan bölgelerini egemenliği altına aldı. Kadiriye çevresinde (642) 4000 kişilik Deyleman halkı İslamiyeti kabul etmek zorunda kaldı.Daha sonra Deylemanlılar Celula bölgesinde Araplarla beraber Kufe askerlerine karşı savaştılar. 873 yılında çoğu Zerdüşt olan Deyleman halkı, Hasan bin Zeyd’in yardımıyla İslamiyeti kabullendiler. Buna rağmen Alevi önderleri her zaman Deylem’e yardımcı oldular ve koruyuculuğunu üstlendiler. 825’ten 1058’e kadar Deyleman bölgesi, Alevi önder Castaniyan tarafından yönetildi,(8) 912 yılında ise Hasan bin Ali, Alevi aşiretlerini Hazar Denizi kıyısına yerleştirdi.
Taberistan ve Deylemistan halkının çoğu İslam dinine girdi. Kangariler ile akraba olan Salariler 942 yılından başlayarak Selçuklular zamanına kadar Azerbaycan’da hüküm sürdü. Ancak Deylemliler’in kurduğu devletlerin en önemlisi, Bağdat’ı fetheden ve 12 gün sonra Halife Ali Mustakfi’yi tahttan indiren Beveyhoğulları’nın kurmuş olduğu devletti (932-1056). Ayrıca Deylem’de Hicret’in başlangıcından IV. Hicriye kadar Alevi boylarından Albuye (931-1065), Ziyarhandaniler(931-1078), Veshvetan, Almakan, Benkak gibi soylar Deylemistan’ı yarı-bağımsız yönettiler (865-1005) Hz. Ali’nin kardeşi Cafer soyundan Yahya bin Abdullah, Kerbela’daki katliamdan kurtulduktan sonra Deyleman’a kaçtı. Horasan ve Taberistan’da yaklaşık 1000 kişilik bir kuvvet toplayan Yahya bin Abdullah Deylemistan’a girince Deylem hükümdarı Castaniyan kendisine kucak açtı (825-1058). Bölgeyi siyasi ve dini çalışmalarının merkezi durumuna getiren Yahya bin Abdullah, ünlü din bilginlerinin de desteğini alarak Abbasilere başkaldırdı. Öldürülünce yerine El Hasan bin Zeyd geçti. Zeyd, Rey şehrini terk etti ve Taberistan’a yerleşti. Bölgedeki Hz. Ali taraftarları, Hasan bin Zeyd’i davet ederek Hasan bin Ali’nin önderliğinde Abbasi baskısına karşı ayaklandılar. Ayaklanma başarı ile sonuçlandı ve Hasan bin Zeyd Deylemistan’da 20 yıl padişahlık yaptı. Ölümünden sonra Seyd Mehmed bin Zeyd başa geçti ve 16 yıl DeylemGilan’da padişahlık görevini yürüttü; inanç hizmetlisi olarak bölgede Aleviliği yaymaya çalıştı. Bu dönemde Deylemliler’in çoğu Cafer-i Sadık mezhebini kabul etti (917-920). X. yüzyılın ilk yarısında Deylaman’dan batıya göç eden Deylemliler, yüzyılın ikinci yarısında Abbasileri devirip Deylem, Azerbaycan, Dicle ve Fırat kıyılarında ve bu bölgeleri Hazar Denizi’ne bağlayan yörelerde kimi devletler kurdular. Yazar’in çektiği fotoğrafla Gilan Abbasi halifesini temsilen Mehmed bin Saluk Amor’a gelerek Taberistan’da padişahlığını ilan etti. Mehmed bin Saluk’un ölümünden sonra Alevi önderleri, Gilan-Deyleman topraklarını genişletmek için başta Horasan olmak üzere çevredeki ülkeleri kendilerine bağlayarak bağımsız devletler kurdular. Moğol hükümdarı Cengiz Han İran’ı ele geçirdikten sonra, Gilan üzerine sefer düzenledi. Bölge dağlık olduğundan egemenlik kuramadı. Ancak Moğol saldırıları süreklilik gösterince bölge güçleri zayıfladı. Moğol güçlerinin karşısında daha fazla direnemeyeceğini anlayan Deyleman-Gilan halkının bir bölümü önce Kuzey Horasan’a çekildi, sonra Dersim-Sivas yöresine gelip yerleşti (1223-1258). Deylem halkının bir kısmı da…. Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey 1055 yılında Büveyhoğulları devletini ortadan kaldırdı. Bunun üzerine Deylemliler yavaş yavaş yerli halkla karıştı ve önemli bir kısmı da batıya göç ederek Dersim-Fırat ve Dicle yörelerine kaydı. 1256 yılında Deylemliler’in son kalesi Alamut’un Moğol hükümdarı Hülagu Han tarafindan alınması bu halkın güçlerini büsbütün zayıflattı. İzleyen süreçte Deylemistan küçük beyliklere ayrıldı. Ardından Gilan, Karkıyalılar’ın eline geçti. Geri kalan Deylemliler, Giller’e karıştı ve Deylem adı ortadan kalktı; yerine Gilan adı egemen oldu.
İslami Fetihler Döneminde Deylem
Talife Ömer devrinde Ahnef komutasındaki Arap ordusu Horasan Il. Verdigints yenilgiye uğratmasıyla Sasani varlığı sona erdi ve İran Devleti ortadan kaldırıldı. VII. yüzyılda, Horasan, Harizm ve Semerkant bölgelerinde bir dizi direniş oldu. Kutabye bin Müslim Al Bahil, Haccac bin Yusuf, Yezid bin Muhallab gibi komutanlar yörede kimi fetihler gerçekleştirdi. Rüstem Behrem’in amcası Deyleman ve Horasan bölgelerini egemenliği altına aldı. Kadiriye çevresinde (642) 4000 kişilik Deyleman halkı İslamiyeti kabul etmek zorunda kaldı.Daha sonra Deylemanlılar Celula bölgesinde Araplarla beraber Kufe askerlerine karşı savaştılar. 873 yılında çoğu Zerdüşt olan Deyleman halkı, Hasan bin Zeyd’in yardımıyla İslamiyeti kabullendiler. Buna rağmen Alevi önderleri her zaman Deylem’e yardımcı oldular ve koruyuculuğunu üstlendiler. 825’ten 1058’e kadar Deyleman bölgesi, Alevi önder Castaniyan tarafından yönetildi,(8) 912 yılında ise Hasan bin Ali, Alevi aşiretlerini Hazar Denizi kıyısına yerleştirdi.
Sonuç olarak bölgede yaşayan Kürtler’den ayrı tarihi, kültürü, dili, inançları, örf, âdet ve alışkanlıkları olan, bugün Horasan(9) coğrafyasında yaşayan Deylemliler’le-Dersimliler’in ortak paydaları bulunduğu ve örtüştüğünü, 2000 yılında Deyleman’a yaptığım alan çalışmasında tanık oldum. Bugün Dersim halkı deyince 126 aşiretten ve boydan oluşan, alışkanlıklarının ortak paydasında buluşan Deylem-Gilan’da yaklaşık 2.5 milyon, Türkiye’de yaklaşık 4.5 milyon Deylem-Gilan kökenli halk anlaşılır. Dersimliler 700-1258 yılları arasında çeşitli nedenlerle Deyleman’dan göç ederek Dersim, Bingöl, Sivas, Malatya, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Diyarbakır, Siverek, Muş, Varto ve Adıyaman bölgelerine yerleştiklerini ve atalarının Deylemliler olduğu gerçeğini bir kez daha gözledim. Var olan bulgu ve veriler de bunu doğrulamaktadır.